Bugun...

Ahmet Akkuş - Bir Kaç Hatıra

Sevgili Mecidiyeliler 6 sene köyünüzde görev yaptım, köyünüzden çok şeyler öğrendim ve kendimce bir şeyler vermeye çalıştım.Çok iyi dostluklarımız çok iyi hatıralarımız oldu bunlardan bir kaç tanesini sizinle paylaşmak istiyorum.

     Ahmet Atak amcanın evi okulumuza komşu olduğundan sık sık okula bizlerle muhabbet etmeye gelirdi. Bir gün yine muhabbet arasında ya adaş boğazımın altında bir şişlik var dedi, bende görebilir miyim dedim. Yarı şaka yarı ciddi elimi dizime vurdum eyvah sen kanser olmuşsun dedim hep beraber gülüştük . Ahmet amca erken kalktı eve gitti 3-5 dakika geçmeden yenge bağıra bağıra okula geldi bana bir fırça sen herifi delirtecen miz, siz eğitimli kişilersiniz adamın piskolojisini bozdunuz böyle şey söylenir mi diye epey söylendi. Biz şaka falan desek te nafile Ahmet amca ciddiye aldı hemen İzmir’e oğlunun yanına gitti tetkiklerden sonra kanser teşhisi kondu ancak geç kalınmıştı. Ahmet amca çok kısa sürede rahmetlik oldu.Taziyede Yengeye keşke Ahmet amca erken sorsaydı bende yine öyle deseydim diye hayıflandık ancak çok geç kalınmıştı. Bana hep adı Ahmet olsun topraktan olsun derdi. Mekanı cennet olsun.
     Biz Selahattin Kobaş abi ile sık sık balığa giderdik bir gün yine hazırlandık bu seferde Kurudere baraj gölüne gidelim dedik. Yolda değirmenci Recep amca da eşeğine binmiş Kurudere den köye geliyordu bizim balığa gideceğimizi anlayınca bende geleyim dedi ve üçümüz beraber gittik. Ramazan günüydü öyle bir balık tuttuk ki tam anlamı ile bir eşek yükü. Köyün girişinde paylaştık , ben orta mahallede Selahattin abi yukarı Recep amcada aşağıda konu koşuya dağıttık o Ramazan gününde bir çok aileye balık nasip olmuştu. Teravihlere giderken köy balık kokuyordu. Namazdan sonra epey muhabbetini etmiştik.
     Bir gün Mehmet amcanın kahveye geldim sevgili dostum Rahmetli Durmuş Toprak amcayı morali bozuk eli koynunda ızdraplı bir şekilde gördüm. Hayırdır
abi nedir bu hal derken elini gösterdi avucumda bir yara oluştu bir türlü geçmiyor daha da derinleşiyor ve gittikçe de büyüyor dedi. Aç bi görelim dedik baktım gerçekten çok fana bir vaziyetteydi. Durmuş amca sözümü dinlersen bir günde elini iyileştiririm dedim. Dinlemez miyim dedi yeter ki iyi olsun. Ben durmuş amcanın elinin neden kötüye gittiğini anlamıştım el çok sıkı sardığından oksijensiz kalmıştı. Sargıyı çöpe attık, Durmuş amcaya sadece sarı su verdim günde 4-5 defa bununla temizle, soğuktan ve sudan koru dedim. Ertesi gün Durmuş amca gülerek kahveye geldi eli epey iyileşmişti, bir kaç gün içinde de tamamen iyileşti.Tabi epey duasını da almıştım.Nur içinde yatsın.
     Bir gün yine Mehmet amcanın kahve de oturuyorduk Musa Dursun Amca nefes nefese geldi hoca dedi benim evin her tarafında elektrik var hiç bir şeye dokunamıyoruz bi bakıver dedi beraber kakıp eve gittik bir lastik ayakkabı giydim içeride hakikaten hiç bir şeye dokunamıyorsun her tarafta elektrik var.Bir yerde kaçak var ama nerde. balkona çıktım batım evin dibindeki koca ceviz ağacının yukarıdaki bir dalı elektrik direğinden gelen fincana bağlanan yerdeki çıplak kabloya temas etmiş ve cevizin diğer dalları da balkon demirlerine ve değer yerlere teması ile her tarafa yayılmış. Ceviz in dalını kırdım ve geldim Musa amca bak var mı elektrik. Musa amca kontrol etti yok bir sevinç bir neşe neymiş dedi , ben bu meslek sırrı Musa amca söylenmez dedim. Tabi o gün çaylar Musa amcadan. Duydum ki vefat etmiş nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun.
     Baklacı Mustafa abi birkaç kez bana nasıl köstebek öldürdüğünü anlatıp dururdu. Bende abi anlatıp duruyon ama gördüğümüz yok öldür de görelim. Bir gün dağda kulakçın mantarını toplamaya gitmiştim dönüşte Baklacı Mustafa abinin bahçesine uğradım, birde baktım koca bir köstebeği öldürülmüş ve bahçede bırakmış. Bunu bana anlatacağını biliyordum hemen onu sakladım ve köye geldim . Kahveye gittim hoş beşten sonra koca bir köstebeği nasıl öldürdüğünü bana ballandıra ballandıra anlatı. Bende köstebek öldürmenin o kadar kolay olmadığını söyledim eğer doğruysa gidelim göster dedim . Kalkıp ta bahçeye gittik tabi köstebek ortada yok.Mustafa abi bize yerini nasıl öldürdüğünü tatbiki olarak anlattı, bir saat olmadı nasıl kayboldu deyip durdu. Bu olay bir hafta muhabbet konusu oldu. Tabi Mustafa abi benim sakladığımı hala bilmiyor.
    Köy imamı Yaşar hocayla Soma’ya kömür almaya gittik o gün hoca izin almadan gelmişti. Şans bu ya o günde Köy camisinden birkaç tane Yağcı Bedir halısı çalındı. Yaşar hoca hanımıyla akşam bize oturmaya gelmişlerdi, konu yine halılardan açıldı ben Yaşar hocaya ...... ile bizim tartışmamız oldu o halıları saklamış olmasın dedim. O da olabilir dedi. Bunun üzerine plan yaptık gündüz hanımlarımız misafirliğe gitsinler onlar evin her tarafını arasınlar eğer bulmazlarsa gece geç saatte bizde evin altındaki ardiyeye saklamış olabilir, bizde oraya bakarız dedik. Planı uygulamaya koyduk hanımlar .... hanıma misafirliğe gidip baktılar bir şey görmediklerini söylediler . O gün gece saat 3-4 civarı kalktık gittik kilidi kolay açtık baktık tabi ki bir şey olmadığını gördük. Tam yola çıkarken Alan daki Çeşmenin başında bir askeri aracın pusuda olduğun dördük biz tabana kuvvet kaçarken askerler peşimize düştüler bereket versin epey uzaktılar Hocanın evi yakındı o evine girdi ben de evinin arkasındaki ekin tarlasına dalıp 100 metre ileride zekeriya amcanın evinin hizasında bir tarlada saklandım daha sonra askeri aracın köyde ayrıldığını gördükten sonra hocanın evine gitim. Askerlerin hocanın kapısını çaldığını ve bu tarafa iki kişinin kaçtığını hırsız alabileceğini sormuşlar. Tabi hocada yeni kalkmış gibi gözlerini oğuştura oğuştura görmediğimi söylemiş . Askerler de dikkatlı olmasını, köyde hırsızların olabileceğini söyleyip etrafı iyice aradıktan sonra köy içine doğru gittiğini söyledi. Bende köyden ayrıldılar dedim Düşünsenize yakalansak Hırsızların biri köy öğretmeni diğeri köy imamı rezil rusva olurduk. Allahtan hırsızlar halıları satmak isterken tesadüfen bizim okulda görev yapan bir öğretmen arkadaş olaya şahit oluyor. Durumu ihbar ediyor ve hırsızlar suç üstü yakalanıyorlar. Bizde bir rahat nefes aldık.
Tüm Mecidiye halkına selam ve sevgilerimle.

    Bu arada Sevgili dostum ve müdürüm Nurettin beyin vefatını teessürle öğrendim. Kendisine Allahtan rahmet ve mağfiret, eşi Hafize hanıma ve Sevgili cocukları Can ile Canan’a da Sabr-ı cemil niyaz ediyorum.
Allaha emanet olun.

 

 



HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI